15 Ekim 2012 Pazartesi

Romnesia




Ekonominin parazit bir sınıf tarafından ele geçirilmesini haklı çıkartmak için kuvvetli bir mit kullanılıyor.

George Monbiot, Guardian 24 Eylül 2012


Bu olguya Romnesia diyebiliriz: Zengin sınıfın zengin olma sürecinin içeriğini unutması. Aldıkları eğitimi, mirası, aile ilişkilerini, çevrelerini, dolaylı tanıdıklarını ve emekleri ile onları zenginleştiren iş gücünü unutmaları. Devlet aygıtının sağladığı alt yapı, güvenlik, eğitilmiş iş gücü, verdiği ihale, sübvansiyon ve destekleri unutmaları.

Her politik sistemin varlığını haklı çıkartan bir mite ihtiyacı vardır. Sovyetler Birliği'nin altı saatte 100 ton kömür çıkartmasıyla ünlü madencisi Alexey Stakhanov'u vardı. ABD'de ise, Horatio Alger'in sıfırdan zirveye hikayelerinin (1) kahramanı Richard Hunter vardı.
Her iki hikaye de bir nebze gerçek içeriyordu. Stakhanov inandığı dava için çok çalışıyordu, bununla birlikte söylenen üretim miktarı büyük ihtimalle gerçek değildi.(2). Alger romanlarını yazdığında, ABD'de fakir olan bazı insanlar gerçekten çok zengin olmuştu. Bir sistem ideallerinden (Sovyetler Birliği örneğinde üretim, ABD'de ise fırsat eşitliği) uzaklaştığı oranda kendini haklı çıkartan miti daha çok dillendirmeye başlar.

Gelişmiş ülkeler, bireyler arası dengesizliğin artmasına ve sosyal hareketliliğin azalmasına boyun eğdikçe, “kendini yaratan birey” miti de o oranda güçlenir. Bu mit, tam zıttını haklı çıkartmak için kullanılır: miras kalmış ekonomik gücü diğer insanların zenginliğini derdest etmek için kullanan, rant peşinde yenilmez güçlü bir sınıfı.

Romnesia'nın en basit örneği Avustralya'lı maden sanayicisi Gina Rinehart'tır diyebiliriz. Rinehart, “Milyonerlik kimsenin tekelinde değil,”. “Zenginleri kıskanıyorsanız, oturduğunuz yerden şikayet etmek yerine; daha fazla para kazanmak için bir şeyler yapın - daha az içki, sigara için, arkadaşlarınızla daha az görüşüp çalışmaya daha çok zaman ayırın ... Köklerimizi unutmayın, ve kendi başarınızı kendiniz yaratın.” diyor.(3)

Oysa Rinehart köklerini kendi unutuyor. Milyoner (Rinehart'ın durumunda milyarder) olmak isteyenlere öğüt verirken, babadan kalan demir madeni, servet ve muazzam mülk artışının yararlı olacağını eklemeyi unutuyor. Tüm hayatı boyunca yattığı yerden dart oynasa bile gene de olağanüstü zengin biri olacaktı.

Zengin listeleri servetlerini, yenilikçilik veya üretimden çok, miras veya rant gelirleriyle edinmiş insanlarla dolu. Bu listeler, spekülatör, mülk zenginleri, IT tekelleri, tefeciler, banka yöneticileri, petrol şeyhleri, maden sanayicileri, oligarklar ve ürettikleri değerden çok daha fazlası ödenen genel müdürler kataloğu gibi.

Kısaca, yağmacılar. Maden baronlarının en zenginleri, devletin doğal kaynakları üç kuruşa sattığı kişiler. Rus, Meksikalı ve İngiliz oligarklar kamu mallarını özelleştirme yoluyla değerinin çok altında ele geçiren, ve herbiri artık Deli Dumrul Köprüsü işleten insanlar.(4). Bankacılar ise müşterilerini ve vergi veren vatandaşları akıl almaz araçlarla soyup soğana çeviriyor. Bununla birlikte, rantiye ekonomiyi ele geçirdikçe, karşı tarafın da hikayesi anlatılmak zorunda.

Richar Hunter edebiyatı yapmayan Cumhuriyetçi yok gibidir ve bu anlatılan, sıfırdan zirveye geyiklerinin hemen hemen tümü martaval çıkmıştır. “Ann ve ben sahip olduğumuz her şeyi, eski usüllerle kazandık” diyor Mitt Romney(5). Eski usül derken korsan Karasakal'ın usülünden bahsediyor her halde. Rolling Stone dergisinde yayınlanan dumanı tüten iki yazı, yaşama şansı olan firmaların, değer ve iş imkanlarının (6) yok edildiği, devlet destekli alım operasyonunu ve Romney'in siyasi kariyerini (7) kurtaran, ağır maliyetli federal kurtarma planını belgeliyor.

Ekonomik parazitlik Romney'de vücut buluyor. Finans sektörü, kendini zenginleştirmek için diğer insanları zayıf düşüren, iş imkanlarını yok eden, yuva yıkan, hayat söndüren bir makineye dönüştü. Finans sektörü politika üzerindeki pençesini sıktıkça, vekilleri tam aksi hikayeyi anlatmak zorunda kalıyor: Cesur girişimcilerin taşı sıkıp suyunu çıkartarak servet edinmelerinden, yaşamsever atılımlardan, yenilikçilik ve yatırımcılıktan dem vuruyorlar.
Hikayenin bir de satır arası var. “Bunu herkes yapabilir - ben hiç yardım almadan yaptım” bununla asıl söylenmek istenen “ vergi vererek diğer insanlara yardım etmek istemiyorum, diğer insanlar da benim yaptığım gibi kendilerine yardım etsinler”. Babalarından demir madeni kalmış olsa bile bu böyle.

Gina Rinehart fukaraya kendini taklit etmesini öğütlediği makalesinde, asgari ücretin düşürülmesini de öneriyor. Milyoner olabilecek birinin hakça ücretlendirmeye neden ihtiyacı olsun ki?

2010 Yılında, ABD'nin en zengin %1'i ABD'nin 2010 yılı gelirinin %93'ünü ele geçirdi(8). Aynı yıl kurumsal genel müdürler, ortalama olarak, orta gelirli bir işçinin 243 katını (aynı oran 1965 yılında 10 kat daha düşüktü, yani 24:1) kazandı (9,10). Gelir dağılımı eşitsizliğini ölçen Gini katsayısı, 1970 ve 2010 yılları arasında astronomik bir yükseliş yaşayarak 0,35'ten 0,44 değerine ulaştı(11).

Sosyal hareketliliğe gelince, OECD tarafından yapılan zengin ülkeler listesinde, bir bireyin gelirinin babasının gelirine yakın olma ihtimali en yüksek olan üç ülke sırasıyla, İngiltere, İtalya ve ABD olarak ortaya çıkmakta(12). Bu ülkelerden birinde, fakir doğarsanız fakir, zengin doğarsanız zengin kalma ihtimaliniz daha yüksek. Bu üç ülkenin kendini eşsiz fırsatlar ülkesi olarak tanıtması da tesadüf olmasa gerek.

Eşit fırsat, kendini gerçekleştirme, destansı bireycilik: yokedici kapitalizmin yaşamı için gereksinim duyduğu mitler olarak ortaya çıkıyor. Romnesia ultra zenginlere, diğer insanların servetlerine yaptıkları katkıyı inkar etmelerine ve kendilerinden daha az şanslı olanlara yardımı reddetmelerine olanak sağlıyor. Bir yüzyıl önce parazit olarak değerlendirilen girişimciler rantiye sınıfının ünvan, tarz ve tutumunu benimsemişti. Bugün ise parazitler girişimci olduklarını iddia ediyor.


Referanslar:
1. The Ragged Dick serisi.
4. Mike Lofgren uses this term in this fascinating article:http://www.theamericanconservative.com/articles/revolt-of-the-rich/
8. Emmanuel Saez, 2nd March 2012. Striking it Richer: the Evolution of Top Incomes in the United States (Updated with 2009 and 2010 estimates).http://elsa.berkeley.edu/~saez/saez-UStopincomes-2010.pdf
9. Joseph Stiglitz, 2012. The Price of Inequality. Allen Lane, London.
10. Lawrence Mishel, Jared Bernstein and Heidi Shierholz. The State of Working America 2008/2009. Economic Policy Institute, cited by Joseph Stiglitz, as above.
12. OECD, 2010. Economic Policy Reforms: Going for Growth. Chapter 5, Figure 5.1.http://www.oecd.org/tax/publicfinanceandfiscalpolicy/45002641.pdf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder