9 Ekim 2012 Salı

Elektrikli otomobiller neden fahiş fiyata satılıyor?


Günümüzün yükselen trendi elektrikli otomobiller ne zaman söz konusu olsa, endüstrinin ana aktörleri ulaşımın geleceğinin elektrikli araçlarda olduğunu kabul etmekle birlikte yeni teknolojinin maliyetinden söz açıp, elektrikli otomobillerin geleneksel içten yanmalı araçlardan daha pahalı olacağını ifade ediyorlar. Modern dünyanın “uzmanlık” kutucuklarına sıkışmış profesyonelleri, konuyu eleştirel düşünceyle ele almak yerine yukarıdan aşağı dağıtılan, bilgilendirme notlarına inanmayı tercih ediyor, normal vatandaşın tutumu ise çoğunlukla bu “yeni teknoloji” fikrine dayalı fiyat artışını kerhen de olsa bağrına basmak oluyor.

Bilmemiz gereken; elektrikli otomobil teknolojisinin 19. yy'ın başından beri var olduğu ve 1900 yılına kadar hız rekorunu elinde tutmasına rağmen, işletme maliyeti ve menzil gibi konularda içten yanmalı motorlara sahip araçlarla rekabet edemedikleri için varlıklarını sürdürememiş olduklarıdır. Artan yakıt fiyatları ve çevresel duyarlılık gibi yeni etkiler elektrikli otomobilleri tekrar gündemimize taşıdı. Elektrikli otomobillerin tekrar gündeme gelmesi otomotiv endüstrisinin desteğinden çok yeniliklere açık bireyler sayesinde oldu. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde konuyla ilgili vatandaşlar, forklift gibi başka araçlardan çıkmış eski elektrik motorlarını otomobillerine takarak kendi dönüşümlerini gerçekleştirdiler. 2009 yılına gelindiğinde pek çok kişi, eski otomobillerini dönüştürerek kendi kısa mesafeli elektrikli taşıtlarının dönüşümünü gerçekleştirip tecrübelerini paylaştı. Dönüşüm gerçekleştirildikten sonra, yakıt maliyeti o kadar düşüyordu ki ilk başta fazla gibi görünen dönüşüm maliyeti (8.000 – 10.000 usd) ABD'li kullanıcıları caydırmadı. Internet'in de yardımıyla yayılan bilgi, Avrupa'daki kullanıcılardan başlayarak tüm Dünya'ya yayıldı. Kendi dönüşümünü yapmak artık bir bilgi sorunu olmaktan çıkıp, mevzuat ve maliyet sorununa dönüşmüş oldu.


Alman yapımı elektrikli araç (1904)

Bireysel kullanıcılar kendi insiyatifleriyle yeni denemeler yapıp bilgi paylaşırken, Dünya otomotiv devi GM 1990'lı yılların ortalarında, California eyaleti Hava Kaynakları Kurulu tarafından alınan bir karar gereği, California eyaletinde geleneksel otomobilleri satmaya devam edebilmek için, EV1 adını verdikleri ilk ticari elektrikli otomobili üretti. Bununla birlikte şirket ileride alacağı stratejik! kararlara engel olmaması ve sorumluluk yaratmaması için, araçları satmak yerine kiralamaya karar verdi. Petrol endüstrisinin California eyaletinde yürüttüğü baskı kampanyası sonuç verip söz konusu karar değiştirilince, 2002 yılında tüm EV1 modelleri toplatılıp, otomobil sahiplerinin kalan ücreti ödeme talepleri de reddedilerek tahrip edildiler. GM stratejik! kararını vererek EV1 yerine daha kârlı olan Hummer'ı üretmeyi seçti. http://en.wikipedia.org/wiki/General_Motors_EV1  


ev1 (GM 1996-1999)


Petrol ve Otomotiv endüstrisinin önde gelen şirketleri elektrikli otomobil fikrini balçıkla sıvamaya çalışırken, 2003 yılında kurulan Tesla Motors (http://www.teslamotors.com) menzili 480 km olan ve aküsünün tamamen dolması 3,5 saat süren Tesla Roadster'i üretti. Bugün Tesla Motors'un 4 kapılı sedan modeli olan Model S, ABD'de 49.000 usd fiyatla satılmakta. Dünya'da ise çok daha makul fiyatlar (10.000 usd) oluşmuş durumda (http://yzfc.en.alibaba.com/). Avrupa Birliği'nde ise yedi girişimci firma ve M.I.T'nin ortaklaşa projesi olan Hiriko projesi hayata geçirilmiş durumda (http://www.hiriko.com/).





Hiriko

Elektrikli otomobil teknolojisi, geleneksel içten yanmalı motor teknolojisi ile karşılaştırıldığında üretim ve maliyet açısından açık ara önde. Elektrikli otomobillerde kullanılan elektrik motorlarını üretmek içten yanmalı bir motoru üretmekten çok daha kolay, bugün istediğimiz güçte bir doğru akım motoru üretmek için, halihazırda ülkemizde bulunan herhangi bir DC motor üreticisine sipariş vermeniz yeterli, gerekli olacak motorlar zaten başka araçlar (forklift vs.) için üretiliyor. Elektrikli araçlardaki hareketli parça sayısı içten yanmalı motora sahip araçlara göre %90 daha az, bu da arıza ve bakım giderlerinin aynı ölçüde azalacağı anlamına geliyor. Bir otomobilin üretiminde kullanılan motor dışındaki diğer aksam içinse sayılamayacak kadar çok alternatif çıkabilir.

Uzunca bir süre ilerlemenin önünü kesmeyi başaran petrol ve otomotiv endüstrisi yavaş yavaş bükemediği eli öpmek için eğiliyor. Ama ne kârlılıklarından ne de hakim pozisyonlarından vazgeçmek istemiyorlar, bize elektrikli araç teknolojisinin yeni bir teknoloji olduğunu, bu teknolojiyi geliştirmek için yüksek ARGE harcamaları yaptıklarını söylüyorlar. Fahiş kâr arzularını ARGE harcaması söylemiyle gizlemeye çalışıyorlar. Ülkemizde üretim yapan Renault daha da ileri gidip, bize aracı hem daha pahalı satacağını hem de aküleri kiralayacağını (83 Euro/Yıl) bile söyleyebiliyor (http://www.renaultelektrikliaraclar.com/page.aspx?id=2082).

Elektrikli otomobil teknolojisi yeni değil, pahalı da olamaz. Gerekli olan tüm alt yapı ve bilgi hazır, ulaşım teknolojisinde önemli bir değişikliğin eşiğindeyiz. Bunu otomotiv endüstrisi de biliyor, ama o gün gelene kadar, her zaman yaptıkları gibi en fazla kâr edecekleri yolu tercih ediyor. Bunu yaparken de, Antalya'nın “halkçı” Büyük Şehir Belediye Başkanı da dahil olmak üzere tüm enstrümanları kullanıyorlar.

Murat Ertaş  
04-10-2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder